NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
ابْنُ
إِدْرِيسَ
عَنْ الْأَعْمَشِ
قَالَ
سَمِعْتُ
الْحَجَّاجَ يَقُولُ
عَلَى
الْمِنْبَرِ
هَذِهِ
الْحَمْرَاءُ
هَبْرٌ
هَبْرٌ أَمَا
وَاللَّهِ
لَوْ قَدْ
قَرَعْتُ
عَصًا
بِعَصًا
لَأَذَرَنَّهُمْ
كَالْأَمْسِ
الذَّاهِبِ
يَعْنِي الْمَوَالِيَ
A'meş'den demiştir ki:
Ben Haccâc'ı minber üzerinde:
"Şu Arapların
dışındaki müslüman halk vurulup parça parça edilmeye rnüstehaktırlar. Sopayı
sopaya vurduğum zaman onları giden dün gibi (yok olmuş bir vaziyette)
bırakacağım" derken işittim (Haccâc bu sözüyle) arapların dışındaki
müslüman halkı kasdediyordu.
İzah:
Bu haber de Haccâc'ın
zulm ve kindarlığının ulaştığı ölçülerin boyutlarını gösteren ve hakkındaki
"Cellâda 130.000 mağdur teslim ettiğine, öldüğü zaman zindanlarda 50.000
erkek, 30.000 kadın bulunduğuna dair" rivayetleri te'yid eden bir
haberdir.
Her ne kadar onun
hakkında verilen bu rakamların yalan olduğunu savunanlar varsa da mevzuumuzu
teşkil eden bu haber ve Özellikle Sa-kıftan bir hunharın çıkacağını haber veren
hadis onun hunharlığında en küçük bir şüpheye dahi yer bırakmamaktadır.
Aslında bu haberin
sünnetle ilgisi olmadığından "sünnet bölümü"ne yerleştirilmemesi
gerekirdi. Fakat Musannif Ebu Davud (r.a.) Ümmeyye oğullarının halifelik makamını
zorla gasbettiklerini ve hakkıyla temsil etmedikleri için sünnetten
ayrıldıklarını ifade ettiğinden bu haberi olumsuz yönden sünnetle ilgili
görerek burada zikretmiştir.